Anadolu Ajansının (AA) Sinema Atölyesi serisinin dördüncü etkinliği, “Türk Sinemasının Doğuşu” temasıyla AAtölye’de düzenlendi.
AA Akademi koordinasyonunda düzenlenen sinema eğitimleri kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte, Türk sinemasının doğuşu, gelişimi, dönüm noktaları ve Türk sinemasındaki ilkler ele alındı.
AA Dış ve Ekonomi Haberleri Yayın Müdürü Barışkan Ünal’ın moderatörlüğünde düzenlenen etkinliğe, sinema tarihi yazarı ve eleştirmeni Burçak Evren katıldı.
Türk sinemasının ilk filmlerine dair tartışmalara değinen Evren, aynı zamanda ilk çekilen filmleri anlattı.
Evren, yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul’un yaptığı, Halide Edib Adıvar’ın romanından 1923 yılında sinemaya uyarlanan “Ateşten Gömlek” filminde ilk Türk kadın oyuncuların yer aldığını söyledi.
Türk sinema dilinin, Lütfi Ömer Akad gibi Sinemacılar Dönemi yönetmenleriyle oluşmaya başladığını dile getiren Evren, bu dönemde Yeşilçam’ın temellerinin atıldığını, açık hava sinemalarının oluştuğunu, böylelikle Türk sinemasının altın yıllarına geçiş yaşandığını belirtti.
Evren, “Türk sineması ilk krizini 1974’te televizyonların evlere girmesiyle yaşıyor. İnsanlar sinemadan uzaklaşıyor, biz buna ‘yitik yıllar’ diyoruz.” ifadesini kullandı.
Sinema tarihi yazarı Evren, 1990’larda yabancı filmlerin ve büyük uluslararası firmaların sinema salonlarındaki etkinliğiyle Türk yapımlarının düşüşe geçtiğini ancak auter yönetmenlerle tekrar uluslararası alanda ödüller kazanıldığını anlattı.
“Yeşilçam filmlerini üç kuşak aynı anda izleyebilirdi”
Öte yandan Yeşilçam filmlerini üç kuşağın aynı anda izleyebildiğine işaret eden Evren, bugün dijital platformlardaki yapıların üç kuşağı da kapsayan yapımlar sunmadığına dikkati çekti.
Evren, “Sinema bu topraklarda yok olmuyor, dijital platformlara kaymış olmasına rağmen sinema bizim yaşam biçimimiz. Bir genç sinema dergisi alamıyorsa, arkadaşıyla sinemaya gidemiyorsa o zaman sinema değil ama bu coğrafya için biraz alarm zilleri çalıyor demektir.” diye konuştu.
Etkinlikte gösterimi yapılan “Susuz Yaz” isimli film, önemi, konusu ve verdiği mesajlar açısından değerlendirildi.
Evren, yönetmenliğini Metin Erksan’ın yaptığı, Necati Cumalı’nın romanının sinemaya uyarlandığı “Susuz Yaz” filminde kırsal kesimin sorunlarının işlendiğini belirterek şunları kaydetti:
“İlk defa kırsal kesimdeki esas sorunun, köylü, çalışan ve ağa arasındaki mülkiye sorunu olduğu işleniyor. Susuz Yaz’da mülkiye sorunu ile suyun paylaşımı anlatılır. Susuz Yaz, insan ilişkisinin didik didik edildiği, menfaat ve çıkarın ölçülü şekilde anlatıldığı, toplumsal içerikli filmlerin başlangıcı olan filmdir.”