“Ye Ekşiyi, Doğur Ayşe’yi!” Diyen Büyüklerimiz Bir Şeyler Biliyormuş: Hamilelik Öncesinde Yedikleriniz Bebeğin Cinsiyetini Belirleyebilir!
“Ye ekşiyi çıkar Ayşe’yi, ye tatlıyı çıkar Hakkı’yı.” diyen büyüklerimiz galiba bir şeyler biliyordu da söylüyordu. Bilim de buna kulak vermiş olacak ki yapılan bazı araştırmalar sonucunda annenin, gebelik öncesindeki beslenmesindeki mineral içeriğin cinsiyet belirlemede etkili olduğu ortaya çıktı.
Anne ve babalar, kâğıt kaleminiz hazırsa diyet programını bilimsel verilerle açıklıyoruz.
Cinsiyet belirleme araştırmaları aslında 1935 yılında bir deniz solucanı ile başladı.
Cinsiyet belirleme araştırmaları aslında 1935 yılında bir deniz solucanı ile başladı. Erken tarihte Herbst, Bonelli Viridis isimli deniz solucanının deniz suyundaki potasyum konsantrasyonunun değiştirilmesinden etkilenmesini keşfetti.
İleriki yıllarda yapılan bazı araştırmalarda da üç veya daha fazla kız çocuğu olup hiç erkek çocuğu olmayan çiftlerde, annenin diyetine bakıldı ve kalsiyum ile magnezyumun daha baskın olduğu belirlendi. Çoğunluğu erkek çocuk sahibi kadınlar ise ortalama üzerinde sodyum almıştı.
Bilim insanları, konunun üzerine araştırmalar yapmaya devam etti ve cinsiyet belirlemedeki bu minerallere ağırlık vermeye başladılar.
Kız çocuk isteyenlerin beslenme programında neler olmalı?
Kız çocuk olma olasılığını doğrulamak için yapılan bir çalışmaya Hollanda’dan kız çocuk isteyen 172 kadın katıldı. Kadınların tamamı sağlıklı, 23 ila 42 yaş arasındaydı ve hepsi daha önce en az 1 çocuk doğurmuştu. Ayrıca kalsiyum, magnezyum, potasyum ve sodyum miktarlarına özel gebelik öncesi diyete bağlı kadınlar seçilmişti.
Hollanda Ulusal Beslenme Bürosunun yönergelerine uygun hazırlanan diyet listesinde tüm yiyecekler tuzsuzdu ve bol miktarda süt ürünü tüketimi vardı (günde en az 500 g). Ekmek, meyve, sebze, et, pirinç ve makarna içeren normal bir beslenme düzeni takip edildi. Ancak yüksek potasyum içermesi sebebiyle patatese sınırlama getirilmişti. Bu diyete besin takviyeleri de eklendi. Günlük 400-600 mg magnezyum, 500-700 mg kalsiyum, 5-7,5 mg D vitamini verildi.
Bu diyet programı, planlanan gebelikten en az 9 hafta önce başladı ve evde yapılan ilk hamilelik testinde hamilelik kanıtlanana kadar devam etti.
5 yıl süren çalışmada tabii ki diyet programından ayrılan kadınlar da olmuştu. Ancak çalışmanın sonucuna gelindiğinde 21 kadın, tahmin kuralı kriterlerini karşıladı ve 16’sı kız çocuk doğurdu. Beslenmenin yanı sıra cinsel ilişki zamanlaması kombinasyonun kız çocuk sahibi olasılığını arttırdığı sonucu da çalışmaya eklendi. Tabii ki hamile kalmak için gerekli olan cinsel ilişki zamanı da farklı bir içeriğin konusu.
Daha kapsamlı bir çalışma ise erkek çocuk doğurma ihtimali üzerine yapıldı.
Oxford Üniversitesi ve Exeter Üniversitesi uzmanları tarafından yürütülen bir çalışmaya 740 Britanyalı kadın katıldı. Bu programda beslenme verileri, üç zaman dilimi için toplandı. Bunlardan ilki, gebelik öncesiyken ikincisi erken gebelik yani yaklaşık 16. haftaydı. Üçüncü veriler ise geç gebelik yani 16 ila 28. gebelik haftaları kapsıyordu.
Araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, çok fazla kalori tüketen kadınların erkek çocuk doğurma ihtimalinin daha fazla olduğunu söylediler. Günde ortalama 2 bin 200 kalori tüketin kadının erkek çocuk sahibi olma ihtimali, günde bin 850 kaloriden az tüketen kadınlara oranla 1,5 kat daha fazlaydı.
Kalsiyum, potasyum, B12, C ve E vitamininden zengin beslenme erkek doğumlarıyla bağlantılıydı. Erkek çocuğu olan kadınların günlük potasyum alımı da 300 mg’dan daha fazlaydı. Bu yüzden araştırmacılar, muz gibi yiyeceklerin iyi olduğunu belirtti.
Altı çizilen bir diğer nokta ise günlük tüketilen kalori miktarı üzerineydi. Uzmanlar arasındaki Dr. Mathews, annenin enerjiyi karbonhidrat mı yoksa yağdan mı aldığının önemli olmadığını, önemli olanın tüketilen toplam kalori miktarı olduğunu vurguladı.
Erkek çocuk isteyen kadınlar, kahvaltılık gevrek alışverişine başlayabilir.
“Bunu biraz salladınız mı sanki?” diyorsanız konunun bizle hiçbir alakası yok. Araştırma, gebe kalmadan öncesinde kahvaltılık gevrek yemenin erkek çocuk sahibi olma ile güçlü şekilde bağlantılı olduğunu söylüyor. Kahvaltılık gevrek yiyen kadınların erkek çocuk doğurma ihtimalinin, tahıl tüketmeyenlere oranla 1,89 kat daha fazla olduğu bulundu.
Erkek çocuk ve kahvaltılık gevrek arasındaki ilişki için ise açıklamaları şöyle oldu: İn vitro (laboratuvar ortamında) olarak glikoz, erkek gebeliklerin büyümesini ve gelişmesini artırırken dişilerinkini engelliyor. Kahvaltıyı atlamak, gece aç kalmanın normal süresini uzatır, dolaşımdaki glikoz seviyelerini düşürür ve vücut tarafından kötü çevre koşullarının göstergesi olarak yorumlanabilir.
Coğrafya kaderindir.
Araştırmacılar, erkek çocuk sahibi olma konusunda bir şey daha fark ettiler. O da son 40 yılda sanayileşmiş ülkelerdeki erkek çocukların doğum oranıydı. Bu oranın küçük olsa bile tutarlı olması ise genç kadınların diyetlerindeki düşük kalorili beslenmesi tezi açıklıyordu.
Annenin beslenmesine dikkat ederek erkek çocuk sahibi olmak için gıdalara yatırım yapmasının yanı sıra ekonomik sıkıntılar ve yeterli kaynağa ulaşamama noktasında kız çocuk sahibi olmak daha kesin bir bahis gibi görünüyor.
Uygulanacak diyette dikkatli olmak gerekli.
“Kimin umurunda.”
Araştırmayı yapan uzmanlar tabii ki diyet yapma konusunda dikkatli olunması gerektiğini büyük puntolar ile belirtiyorlar. Sonuçta araştırmalar belirli bir katılım çerçevesinde gerçekleşiyor. Ayrıca beslenmenin hem anne hem de bebek üzerinde başka etkileri de olabilir. Bu yüzden de cinsiyet belirlemek isteyen ebeveynler her ne olursa olsun öncelikle uzman görüşü almalı.
Tüm bu araştırmalar, tahmin kuralları üzerine yapılırken cinsiyeti neden değiştirdiği konusunda henüz yeterli bilgi bulunmuyor. Beslenme ve hamilelik araştırmalarının artması ile yakın zamanda bu konuyu da açıklarlar diye düşünüyoruz.
Son olarak da unutmayalım ki asıl önemli olan bebeğin cinsiyeti değil, anne ve çocuğun sağlığı ile güvenliği.
Konu “bebek” olunca bu içeriklere de göz atmak isteyebilirsiniz: