Trabzonspor maçı hariç, Pendikspor, Adana Demirspor, Karagümrükspor maçında gördük…
Bu oyuncuların zihinlerinin saha dışına odaklı olduğunu görmemek için, görme özürlü olmak lazım…
Aklı, duygusu ve futbol becerisi sahada olmayan bir takım vardı bu 3 karşılaşmada…
Aynı zamanda hedefi ve formasına karşı, beklentisi kalmamış, başkana ve yönetime olan güvenini yitirmiş bir oyuncu grubundan söz ediyoruz…
Bu bir teslim bayrağıdır…
Bir tükenişin fotoğrafı ve sözün bittiği yerdir burası maalesef…
Trabzonspor maçı mı?
O maç bir başkaldırı, bir itiraz, dahası başkan ve yönetimi tarafından oyuncuların ayaklarına vurulan pranganın kırıldığı ve yeni gelecek yönetime “biz ölmedik” mesajıydı!
x
KONYASPOR YOĞUN BAKIMDA
Konyaspor…
Vallahi kötü durumda…
Billahi yoğun bakımda…
Hem de öyle böyle değil, durumu çok kritik…
Makineye bağlanmış hasta vaziyetlerinde…
Fişi çekildiği anda, sen sağ, ben selamet…
Kulüp, hem maddi hem de manevi iflas bayrağını çekmiş durumda…
Bu şehrin dünyaya açılan penceresi kapanmak üzere…
Hem de davet edildiğini söyleyen birisinin marifetiyle…
Yazık.
x
DÜŞERSE BU TAKIM BİR DAHA ÇIKAMAZ
Sanıyorlar ki, “Konyaspor” demek sadece “Konyaspor” demektir…
Öyle değil işte…
Futbolun sadece futbol olmadığı gibi…
Bazıları “düşersek düşelim, bir daha çıkarız” havasında…
Bu sefer düşerse, Konyaspor’un tekrar çıkma şansı sıfır kere sıfır!
Konyaspor’la birlikte hepimiz düşüyoruz…
Ve bir daha da çıkamamak kaydıyla…
Bu şehrin esnafı, öğrencisi memuru, işçisi…
Sanayicisi, çalışanı, emeklisi…
Gazetecisi, televizyoncusu, haberlisi habersizi, yorumlusu yorumsuzu, yalayanı yutanı, Konyaspor’dan haberi olanı olmayanı…
Biz düşüyoruz biz…
Belediye Başkanı, Valisi, Kaymakamı, bakanı, milletvekili…
Siz düşüyorsunuz siz…
Konya’nın dünyaya açılan penceresinin kapanmasına izin vermeyin.
x
ÖNEMLİ BİR FIRSATTI
İçeride oynadığı Pendik ve Karagümrük maçlarında büyük bir fırsatı tepti Konyaspor…
Çıkmadık canda umut vardır…
Her yenilgiden sonra, o kadar çok saç baş yolduk ki…
Alıştık artık…
Sayısını bile unuttuk!
“Dünyanın sonu değil” diyemiyorum…
Taraftarlara da “dank” etti…
Hem de geç olmasına rağmen…
Kaldı ki, bu takımı bu hale getiren taraftarlar değil!
Bunu cümle alem biliyor!
Hesap sorulacaksa onlara sorulmalı…
Mesela olağanüstü genel kurulda “ibra edilmemeliler” diyeceğim, ama kendilerinin yaptığı 450 üyeye güveniyorlar…
İbra edilecekleri kesin…
Konyaspor’un bu noktalara gelmesinde futbolcuların da minikte olsa bir payı var…
Kapasiteleri belli…
Zincirin en zayıf halkası onlar…
Ve en önemlisi de beş parasız oynuyorlar…
Olağanüstü Genel Kurul kararı almak, Konyaspor’un bir alt lige gitmesine engel olacak mı?
İnşallah bir şeyler değişir…
Umutlarım tükense de.
x
KONYA’NIN ORTAK AKLA İHTİYACI VAR
Bu şehrin öncelikli olarak parka bahçeye, üstgeçit ya da altgeçide veya bisiklet yoluna ihtiyacı yok…
Bunlar “Elzem” değil…
Elzem olan nedir biliyor musunuz?
Bu şehrin ortak akla ve el ele vermeye ihtiyacı var…
Ama dinleyen kim?
İmam meselesi…
Herkes bildiğini okuyor…
Nalıncı keseri gibi kendine yontuyor…
Tekrar söylüyorum; Konyaspor düşerse bir daha çıkamaz…
Haberiniz olsun.
X
YDK BAŞKANI AHMET ŞAN’IN TEŞEKKÜRÜ!
Konyaspor Yüksek Divan kurulu, geçtiğimiz hafta içinde bir açıklama yaptı…
İçlerinde Konyaspor’a küfür eden oda başkanı hariç, samimi, duyarlı, sahip çıkan bir açıklamaydı, Yüksek Divan Kurulu’nun yaptığı açıklama…
Eyvallah…
Açıklamanın girişindeki, “bugüne kadar hizmetlerinden dolayı Fatih Özgökçen ve Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür ederiz” cümlesi hariç!
Kusura bakma Ahmet Başkan, kulübü batırdığı, kulübün geleceğine ipotek koyduğu için mi bu teşekkür?
Neyin teşekkürü Allah aşkına?
Kimsenin tanımadığı bir adam, Konyaspor’u kullanarak daha doğrusu kendisini büyütüp, Konyaspor’u küçülttüğü için mi bu teşekkür?
Bu teşekkürün nezaketen olduğunu düşünüyorum…
Konyaspor’u gerçekten seven senin gibi bir insanın, kulübü 230 milyonla alıp, 800-900 milyon borçla devretmeye hazırlanan Fatih Özgökçen’e bırak teşekkürü, selam bile vermemen gerekirken üstelik…
Nokta.